Nazi Partisi üyesi (1933-1945) olan Karajan, II. Dünya Savaşı'ndan sonra bir Müttefik mahkemesince aklandı, ama 1955'te ABD'de dinleyici karşısına ilk çıkışı halkın tepkisine yol açtı. 1950'lerin sonlarından baÅŸlayarak birkaç görevi bir arada yürüttü. 1956-1964 ve 1976-1989'a kadar Viyana Devlet Operası'nın yöneticiliÄŸini ve 1956-1960 arasında Salzburg Festivali'nin sanat yönetmenliÄŸini yaptı. Londra'daki Philarmonia ile çalıştı. Ayrıca Milano'da La Scala'nın baÅŸyönetmenlerinden biri ve New York Filarmoni Orkestrası'nın konuk orkestra ÅŸefiydi. 1967'de Salzburg Paskalya Festivali'ni düzenledi. 1969-1970'te Paris Orkestrası'nı yönetti ve 1977'de Viyana Devlet Operası'na döndü. Bütün bu baÄŸlantıları sürdürürken Berlin Filarmoni Orkestrası müzik etkinliklerinin merkezi olarak kaldı, ama 1983'ten sonra bir dizi sürtüşme orkestra üyeleriyle arasının bozulmasına yol açtı. Nisan 1989'da saÄŸlık nedenleriyle Berlin Filarmoni Orkestrası'ndan istifa etti. Meslek yaÅŸamı boyunca pek çok fırsatı deÄŸerlendirme olanağı bulan Karajan, sanatsal özgürlüğe düşkün bir müzikçidir. Serinkanlı bilinçlilik ve coÅŸkulu duygusallık arasında mantıksal bir baÄŸ kurmayı baÅŸarmış, yorumlarında yalnız müzik yeteneÄŸini deÄŸil, inanılmaz içgüdüsüyle bestenin özünü kavrama gücünü de ortaya koymuÅŸtur. Wagner operalarının yanı sıra tümünü plaÄŸa doldurttuÄŸu Beethoven ve Brahms senfonilerindeki yorumu da kusursuz kabul edilir.Â