Annenin genç yaÅŸta eÅŸinden ayrılmasının baskısıyla yaÅŸayan Rimbaud 8 yaşında laik bir eÄŸitim sistemi olan Rossat Okulu'na verilir. Daha sonra Sous Les Alleés sokağına taşınırlar ve Sofu olan annesi tarafından dini eÄŸitim de verilen Charleville Koleji'ne verilir. Din dersleri ve Latincesi oldukça iyi olan Rimbaud'a okulda "küçük pis yobaz" adı takılır. Öğretmeni Ariste Lheriter'in destekleri üzerine yazdığı ÅŸiire daha çok özenir. O sıralarda ÇaÄŸdaÅŸ Parnasse dergisini okur, Théophile Gauiter, Théodore de Banville, Léon Dierx ve Paul Verlaine gibi ÅŸairlerin ÅŸiirleriyle tanışır. Charleville'de düzenlenen geleneksel edebiyat yarışmasında birinci olur. Öksüzlerin Yılbaşı ArmaÄŸanları (Les Etrennes des Orphelins) adlı ÅŸiirini Revue Pour Tous dergisine gönderir ve bilinen ilk yazılı ÅŸiiri budur. George Izambard ile tanışıp, fikirlerinden etkilenir. Ofelya, Demirci, Ä°zlenim, GüneÅŸ ve Ten gibi ÅŸiirleri bu döneme rastlar.Â
Bu sırada çıkan Paris Komünü ayaklanması ve Prusya-Fransa savaşı siyasi çizgisini de belirlemiş olur. Paris'te çıkan La Charge gazetesinde Üç öpücük şiiri yayınlanır. Henüz 16 yaşındayken evden kaçıp Paris'e gider. Bundan sonra evden savaş ortamında 2 kere daha kaçmasına rağmen, perişan hallerde geri döner. Bu sırada Paris'in meşhur kafelerinde şiirler yazıp, çağın sanatı, siyaseti hakkında tartışmalara katılır ve absint içip, afyon yutmaya başlar. En son evden kaçışında, mektup ve şiirle dostluğunu pekiştirdiği dostu Verlaine'nin evine sığınır. Bundan sonraki dönemde yazdığı şiirler olgunluk dönemine ulaşır. 1873'te ilk şiir kitabı Cehennemde Bir Mevsim (Une Saison En Enfer) yayımlanır. Verlaine'nin eşiyle arasının açılması ve Rimbaud ile eşcinsel ilişkilerinin başlamasıyla; Fransa'da dışlanan ikili Almanya ve Belçika seyahatlerine başlarlar. Verlaine, Rimbaud'u Brüksel'de bir tabanca kurşunu ile yaralamasının ardından, eşcinsel ilişkileri yüzünden başları belaya girer. Verlaine kürek mahkûmu olarak hapse atılır, Rimbaud ise serbesttir. 1875'te son kez görüşmelerinden sonra bir daha asla görüşmezler. Bu tarihten sonra da şiir yazmayı bırakır. Yaşanılan bu aşk serüveni 1995 yapımlı Tutkunun Şairleri filminde ele alınmıştır.